17 Nisan 2014 Perşembe

Siena'nin Lezzetleri

 
Siena denince akla ilk gelen adres suphesiz ki "Nannini" dir. 1886 yilinda Chianti'de dunyaya gelen ve 1902 yilinda henuz daha 16 yasindayken ticarete atilan Guido Nannini tarafindan kurulan pastane, oglu Danilo'nun cabalariyla Italya'nin en cok bilinen adreslerinden birisi haline gelmistir. Nannini ailesini ilginc kilan bir baska detay ise Danilo Nannini'nin cocuklarinin Italya'nin unlu simalari olmalaridir. Danilo'nun kizi Gianna Nannini albumleri milyonlarca kopya satan bir pop muzik stari'dir. 1956 dogumlu olan Gianna, 1979 yilinda profesyonel kariyerine baslamis, 1986 yapimi olan "Bello e Impossibile" onun en cok bilinen sarkisi olmustur.




Gianna'nin erkek kardesi Alessandro ise kariyerinde grand-prix zaferi bulunan unlu bir Formula 1 yaris pilotudur. 1959 yilinda dogan Alessandro, 1986 yilinda Brezilya Grand-Prix'i ile Formula 1 kariyerine baslamistir. 1989 yilinda Japonya yarisini kazanarak ilk birinciligini elde eden Alessandro'nun kariyeri trajik bir sekilde sadece bir yil sonra 1990 yilinda sona ermistir. 1990 yilinda Ispanya'da son yarisina cikan ve ucuncu olan Alessandro, Siena yakinlarinda helikopter kazasi gecirmistir. Kazada bir kolunu kaybetmistir. Basarili bir mikro cerrahi operasyonla kolu dikilmis olsa da bu kaza Alessandro'nun kariyerini sonlandirmistir. Alessandro Nannini sadece 4 yil suren kisa kariyeri boyunca 1 yaris kazanmis, 9 kez ilk uc icinde yer alarak podyuma cikmayi basarmistir.


Hem Nannini'nin hem de Siena'nin alamet-i farikasi tartismasiz "ricciarelli" diye adlandirilan kurabiyelerdir. 14. yuzyilda dogan bu kurabiyeler badem unu, bal, yumurta aki ve pudra sekeri kullanilarak hazirlanir. Nannini'de ricciarelli'nin sadesinin yani sira kakaolu ve fistikli...gibi farkli cesitlerini de bulmak mumkundur.
Ricciarelli

Bir diger antik recete ise kuvvetli ekmek olarak Turkce'ye cevirebilecegimiz "panforte" dir. Resmi kayitlara gore tarihi 13. yuzyila kadar uzanan bu keke panforte adinin verilmesinin nedeni baharatli bir tada sahip olmasidir. Gecmiste bu recete hazirlanirken aci biber kullanildigindan tatlinin orjinal adi "panpepato" (biberli ekmek) dur. Panforte, cesitli baharatlar, bal, pudra sekeri, meyve parcalari ve badem ya da ceviz gibi yemisler kullanilarak hazirlanan, icerik olarak da isminin hakkini fazlasiyla veren cok kuvvetli bir yiyecektir.
Panforte

Yine Nannini'de bulabileceginiz diger bir Toscana Bolgesi spesiyali ise "Cantucci" diye adlandirilan biskuvilerdir. Bizim tabirimizle cifte kavrulmus olarak hazirlanan bu biskuviler, iki kez pisirildikleri icin sert ve citir bir kivama sahiptir. Un, seker ve yumurta kullanilarak hazirlanan bu biskuviler genellikle badem ya da cam fistikli olarak hazirlanir. Bademli olaninin bir diger adi ise "Biscotti di Prato" dur. Cantucci Toscana bolgesinin geleneksel tatlisidir. Yemekten sonra tatli yerine genellikle Cantucci ve "Vin Santo" diye adlandirilan bolgenin tatli sarabi ikram edilir. Vin Santo, genellikle bolgenin beyaz uzumlerinin harmanlanmasiyla elde edilen, sekerli bir tadi olan, daha cok likoru andiran ancak alkol orani cok daha dusuk (yaklasik %14) bir sarap cesitidir. Bolgenin gelenegine uygun olarak Vin Santo ile birlikte servis edilen Cantucci'ler sarabin icerisine batirilarak islatilir ve bu sekilde yenir.

Vin Santo ve Cantucci
Siena'nin da icinde bulundugu Toscana bolgesinde hayvancilik ve buna bagli olarak deri endustrisi de cok gelismistir. Hayvanciligin gelistigi bu bolgede elbette ki et de mutfakta onemli bir yer tutar. Bolgeye ozgu bir sigir cesidi olan Fiorentina sigirindan yapilan ve Fiorentina Steak olarak adlandirilan biftek cok lezzetlidir. Eger bir et severseniz mutlaka tatmanizi oneririm.



Fiorentina Steak
Bolgenin bir diger geleneksel lezzeti ise sizlerle daha once tarifini paylastigimiz "Ragu" soslu makarnadir. Genellikle menulerde "Pappardelle al Ragù" olarak karsiniza cikar. Yanliz bu bolgede hazirlanan Ragu sos icerisinde mutlaka domuz eti kullanilir. Eger domuz yemek konusunda hassassaniz uzak durmanizi oneririm.

Pappardelle al Ragù
Toscana bolgesi sarapcilik konusunda cok onemli bir yere sahiptir. Dunyada Italya denince akla ilk gelen isim Toscana Bolgesidir. Benim sahsi kanaatim kirmizi sarap konusunda Italya'nin yildiz bolgesi Piemonte olsa da, zamaninda Toscana'daki sarap baglarina yatirim yapmis olan Amerikali ve Ingilizlerin pazarlama girisimleri Toscana'yi dunya piyasasinda one cikartmistir.
Brunello di Montalcino
Bolgenin yildizlari olarak Chianti, Brunello di Montalcino, Vino Nobile di Montepulciano, Bolgheri ve Vernaccia di San Gimignano one cikar. Tabii ki tatli sarabi olan Vin Santo'yu da unutmamak gerekir. Tum bu isimlerin arasinda en cok bilineni Chianti Classico olsa da benim tercihim kesinlikle Brunello di Montalcino'dan yanadir. Eger sarap duskunu iseniz ve yolunuz Siena'ya duserse tercihinizi bu saraplardan yana kullanin.

Sevgilerimizle,

7 Nisan 2014 Pazartesi

Ortacag'a Yolculuk: Siena

Italya'nin sanat baskenti olan Floransa'dan yola koyulursunuz. Mevsimlerden bahar ise eger, yemyesil bir yoldan kivrila kivrila Toscana bolgesinin kalbine dogru yol alirsiniz. Yaklasik 60 km'lik yolculuktan sonra birden bire zaman degisir, gunumuzden ortacag'a isinlanirsiniz ansizin.

Siena'dan bir gorunum
Unlu "Il Campo" meydaninin etrafinda, uc tepe uzerine siralanmis eski Siena sehri, ortacagdan kopartilip gunumuze yapistirilmis gibi gorunur adeta. Bir film platosunda gibi hissedersiniz kendinizi.


Eski sehrin icerisine dogru yol alan daracik sokaklara atin kendinizi. Kaybolmaktan korkmayin. O dar sokaklar tatli bir egimle asagiya dogru kivrila kivrila sizi eninde sonunda muhtesem "Piazza del Campo" meydanina ulastiracaktir.


Avrupa'nin en buyuk ortacag meydanlarindan birisi olan Piazza del Campo, 13. yuzyilda, daha onceleri pazar yeri olarak kullanilan alana insaa edilmistir. Distan ice dogru egimli olan meydanin tabani kirmizi tugla ile dosenmis, kirmizi tuglali taban on adet cizgi ile ayrilmistir. Bu cizgiler meydani 9 ayri parcaya bolmustur. Tepeden bakildiginda meydan, onu bolen bu cizgiler sayesinde kocaman bir istiridye kabugunu andirir.


Piazza del Campo'nun can kulesinden (Torre del Mangia) gorumu
Elbette meydanin 9 parcaya bolunmesinin bir anlami vardir. Sehir 1287-1355 yillari arasinda "dokuzlar konseyi" (Noveschi - Council of Nine) olarak adlandirilan yari-demokratik bir olusum tarafindan yonetilmistir. Meydan 1349 yilinda dokuzlar konseyini sembolize etmek amaciyla parcalara bolunmustur. Sehre ortacag boyunca en refah donemini yasatan dokuzlar konseyi yonetimi, 1348 yilinda baslayan ve Avrupa'da milyonlarca insanin olumune sebep olan "Kara Olum" diye adlandirilan salginin akabinde son bulmustur. Meydandan sehrin icine dogru yol alan 11 adet dar sokak bulunur.

Palazzo Pubblico ve Torre del Mangia

"Il Campo" meydanindaki en etkileyici iki yapi "Palazzo Pubblico" ve onun kulesi olan "Torre del Mangia" ile "Fonte Gaia" dir. Dokuzlar konseyinin sehri yonetmeye baslamasi ile birlikte, 1297 yilinda Palazzo Pubblico'nun yapimina baslanmistir. Bina hukumet sarayi olarak insa edilmis, insaasi 1310 yilinda tamamlanmistir. Tipik Italyan ortacag mimari ozelliklerini tasiyan bina, gotik tarzda insa edilmistir. 1325 yilinda binaya bir can kulesi eklenmesine karar verilmis, kule 1344 yilinda tamamlanmistir. Ressam Lippo Memmi tarafindan tasarlanan kulenin tac kismi etkileyicidir. Kule tasarimi sonraki donemde insa edilen bircok can kulesinde taklit edilmistir. 14. yuzyilin ortalarinda kule uzerine bir de mekanik saat eklenmis, kule ayrica saat kulesi ozelligi de kazanmistir. Eger kondisyonunuza guveniyor ve 500 civarinda basamagi tirmanmayi goze aliyorsaniz, kulenin tepesine cikabilir, yaklasik 102 metre yukseklikten Il Campo meydaninin ve Siena sehrinin gozalici manzarasini seyredebilirsiniz.


Bir diger onemli yapi ise meydanin tam ortasinda bulunan "Fonte Gaia" cesmesidir. Dokuzlar konseyi doneminde, kilometrelerce uzunlugunda tuneller kazilarak Siena'nin merkezine su getirilmistir. Suyun sehir merkezindeki cikis noktasina 1342 yilinda bir cesme insaa edilmistir. 1419 yilinda mevcut cesme "Fonte Gaia" ile degistirilmistir. Jacopo della Quercia tarafindan beyaz mermerden yapilan heykel ve rolyefler, 1866 yilinda kopyalari ile degistirilmistir. Cesme gunumuzde turistlerin en cok ilgisini ceken yapilardan bir tanesidir.

Fonte Gaia

"Il Campo" meydani yilin iki gununde adeta bayrami yasar. 14. yuzyildan bu yana devam eden gelenek halen yasatilir ve her yil 2 Temmuz ve 16 Agustos tarihlerinde "Il Palio" at yarislari duzenlenir. Siena'nin 17 ayri mahallesi, 17 ayri flama ile temsil edilir: Aquila (Kartal), Bruco (Tırtıl), Chiocciola (Salyangoz), Civetta (Baykuş), Drago (Ejderha), Giraffa (Zürafa), Istrice (Kirpi), Leocorno (Tekboynuz), Lupa (Dişi kurt), Nicchio (Deniz kabuğu), Oca (Kaz), Onda (Dalga), Pantera (Kara Panter), Selva (Koru), Tartaruga (Tosbağa), Torre (Kule) ve Valdimontone (Yaban Koc'u).


Her yarisa 17 mahalle arasindan secilen 10 tanesi katilir. Gecmisi cok daha eski yillara dayansa da 1650'lerden bu yana duzenlenen modern Palio yarislari icin her mahalle en iyi binicisini belirler. "Il Campo" meydani bir yaris pisti seklinde duzenlenir. Sadece uc tur suren bu yaris cogu zaman 90 saniyeden daha kisa zamanda tamamlanir. Yarisin en buyuk ozelligi, binicilerin atlara egersiz yani atin ciplak sirtina binerek yarismalaridir. Dolayisi ile yaris boyunca atin sirtinda kalabilmek ve yarisi tamamlayabilmek buyuk bir maharet ister. Bircok kez atlarin yarisi binicisi uzerinde olmadan tamamladigi gorulur. Palio yarisini kazanmak ve mahallenin flamasini kazanan olarak gondere cektirmek bir Siena'li icin sereflerin en yucesidir.



Palio yarislari sirasinda Siena sokaklarinda adeta bir karnaval yasanir. Binlerce turist sadece bu muhtesem etkinligi izlemek icin Siena'ya dolusur. 90 saniyelik yaris sirasinda meydan ve meydana bakan binalarin balkonlari hincahinc dolar. Bu soleni ciplak gozle yaklasik 350 bin kisi izler. Palio yarisinin buyulu atmosferi ve yarislarin dunyadaki unu binlerce turisti Siena'ya ceker. Bu kucuk sehir Italya'nin en cok turist ceken sehirlerinden birisidir.

Palio yarisi sirasinda meydani dolduran onbinlerce izleyici
Siena'da mutlaka gorulmesi gereken bir diger yapi ise Siena Duomo'sudur. Bir baska ortacag yapisi olan Duomo 1215 ile 1263 yillari arasinda insaa edilmistir. Altigen formadaki yapi yesil-siyah ve kirmizi mermer kullanilarak tamamlanmistir. Kilisenin ici de disi kadar etkileyicidir. Siena'ya gittiginizde sadece kiliseyi distan gormekle yetinmeyip icini de mutlaka gezmelisiniz.



Siena sokaklarinda gezerken kirmizi Siena topragindan imal edilmis el yapimi seramikler satan dukkanlara rastlayacaksiniz. Mutlaka birkac tanesini ziyaret edin. Buradan alacaginiz bir urun gelecekte sahane bir Siena hatirasi olacaktir.


Siena'nin bir diger ozelligi de dunyada kurulan ilk banka olarak kabul edilen ve halen faaliyetlerine devam eden 1472 kurulus tarihli Monte dei Paschi di Siena'nin kuruldugu sehir olmasidir.

Son Soz...

Siena, ortacag atmosferi, Il Campo meydani, dunyaca unlu Palio yarislarinin yani sira gastronomik olarak da cok etkileyicidir. Daha onceki Tiramisu yazimizda da belirttigimiz gibi, resmi kayitlara gore Tiramisu'nun dogum yeri Siena'dir. Siena'da ne yenir? Nerede yenir? tum bu detaylari paylasacagimiz bir sonraki yazimizi bekleyin...

Sevgilerimizle,

3 Nisan 2014 Perşembe

Omlet'e Degisik Bir Yorum Kattik: Soganli Omlet (Omelette all'Erba Cipollina)

Ozellikle hafta sonu kahvaltilarimizin vazgecilmez lezzetidir yumurta. Haslanmis olarak ya da sahanda pisirilmis haliyle mutlaka kahvalti soframizda yeri vardir. Bu yazimda paylasacagim tarif ile omleti biraz farkli bir sekilde hazirlayacagiz ve alisilmistan farkli bir sekilde servis edecegiz. Cok kolay bir tarif ile sofralarimiza farkli bir gorsellik katmis olacagiz.

Gerekli Malzemeler: (4 Kisi icin)

4 adet yumurta
Tereyagi
Taze sogan
Tuz
Karabiber

Hazirlanisi:

Orjinal tarif, Italya'da kullanilan ve Erba Cipollina diye adlandirilan cok ince bir taze sogan ile hazirlaniyor. Bizim illa bu ince taze sogandan bulacagiz diye bir arayisimiz olmayacak. Sadece taze soganin yesil kisimlarini cok ince dograyacagiz. Bir corba kasigini dolduracak kadar ince dogranmis taze sogan yeterli olacaktir.
Erba Cipollina
4 yumurtamizi bir kabin icerisine kiriyor, tuz, karabiber ve kiyilmis taze sogan ile birlikte iyice cirpiyoruz. Diger yandan uygun boyutta bir tavaya tereyagini ekliyoruz ve eritmeye basliyoruz. Tavayi cok kisik atese aliyoruz ve iyice cirptigimiz karisimi icerisine dokuyoruz.

Omletimizin puf noktasi bu asamadan sonra basliyor. Kisik ates uzerindeki tavaya ekledigimiz karisimi bir cirpici vasitasiyla karistirmaya devam ediyoruz. Omletimiz yavas yavas pismeye devam ederken biz de cirpmayi surduruyoruz. Bu sekilde krema kivaminda bir omlet pisirmis oluyoruz.

Servise hazirlanisi:

Yarimsar dilim buyuklugunde kestigimiz ekmekleri kizartiyoruz. Her bir kizarmis dilim uzerine bir kasik kadar omlet surerek omletli ekmek dilimlerimizi hazirliyoruz.

Afiyet olsun,

1 Nisan 2014 Salı

Bir Lezzet Tapinagi: PECK Milano

Ister is gezisi, isterse turistlik ziyaret, her ne sebeple olursa olsun, eger yolunuz Milano'ya duserse ve gastronomiye duskunseniz, ziyaret edeceginiz adreslerden bir tanesi de  mutlaka "PECK" olmalidir.

1800'lu yillarin sonunda Mr. Francesco Peck Prag'dan Milano'ya gelir ve ticaret yapmaya baslar. Milano halkinin zaman icerisinde daha sofistike yiyeceklere yoneldigini goren Mr. Peck, 1898 yilinda Via Orefici'de bir magaza acarak Alman usulu sosis ve tutsulenmis et satmaya baslar. Mr. Peck kisa zamanda farkini ortaya koyar ve sehirdeki unu gunden gune yayilir. 1900'lerin hemen basinda Peck, halen faaliyet gosterdigi Via Spadari'ye tasinir. Peck artik sadece bir sarkuteri degil ayni zamanda Milano'nun zenginlerinin bir araya geldigi bir sosyal kulup halini almistir. 1930'lara gelindiginde Peck artik entellektuellerin ozel yemekler tertip ettigi bir mekan olmustur. 1960'larda Italyan ekonomisi zirve yaparken, Amerikan yasam tarzi da ozellikle Milano'ya hakim olmaya baslar. Peck bir yandan geleneksel sunum tarzina devam ederken bir yandan da hazir yemekler, lezzetli sandvicler hazirlayarak yeni trende de ayak uydurur. Ayni zamanda Peck, Milano'lu ailelerin ozellikle noel ve yilbasi yemegi gibi ozel gunlerinde alisverislerini yaptigi en onemli adres haline gelir.

Yaklasik 130 yillik tarihi gecmisi olan Peck Milano, halen Via Spadari 9 adresinde hem sarkuteri hem de restoran kismiyla gunumuzde de gastronomi ziyafeti sunmaya devam eder.


Daha Büyük Görüntüle

Peck'in sarkuteri kismi yemek severlere tam bir gastronomi soleni sunar. Bir yiyecek marketinden cok sanki ozenle dekore edilmis bir butik geziyor hissine kapilirsiniz. Gastronomik lezzetlerin sunuldugu bolum adeta yemek severlerin aklini basindan alir. Ozenle hazirlanmis mezelerin sergilendigi tezgah adeta bir kuyumcu dukkaninin vitrini gibidir.


Peck ayni zamanda en kaliteli sarkuteri urunlerini, cesit cesit peynirleri, taze makarnalari, ekmekleri begeninize sunar. Tum bunlarin yaninda ozenle hazirlanmis sicak yemekler sizleri bekler. Taze meyva ve sebzeler ile her turlu eti bulabileceginiz kasap reyonunu da unutmamak gerekir.

Peck'te sergilenen cesit cesit taze makarnalar

Ravioli cesitleri
Peck'in pastane bolumune ayri bir paragraf acmak gerekir. Bu kisimda sergilenen cikolata ve pastalar ozellikle tatli severlerin aklini basindan alacak kadar cekicidir. Pasta vitrininin sundugu gorsel solen adeta agizlari sulandirir.



Ve tabiki sarap. Peck'in zengin sarap kavinda seckin Italyan saraplarinin yani sira butun dunyadan secme saraplari bulmak mumkundur. Oyle ki sisesi binlerce Euro'ya satilan saraplari Peck'te bulabilirsiniz. Icki reyonunda sadece saraplar degil, ayni zamanda tum dunyadan secme likorler de sergilenir.

Peck'in restoran kisminda oglen servisi 12:00, aksam servisi ise saat 18:00'de baslar. Milano Duomo'suna cok yakin olan Peck'te lezzetli yemeklerin tadini doyasiya cikartirken bir yandan da unutulmaz bir gorsel solen yasarsiniz.

Son Soz...

Peck'in lezzetlerini tum detaylariyla anlatmak sayfalar surer. Yolunuz Milano'ya duserse, yuz yildan bu yana hizmet veren ve tarihi boyunca Milano'nun sosyal hayatina yon vermis onemli adreslerden birisi olan Peck'i mutlaka ziyaret edin. Peck'in hem restoran hem de sarkuteri kismindaki fiyatlar Milano ortalamasinin uzerinde. Eger gercek bir yemek duskunuyseniz, birseyler yemeseniz hatta satin almasaniz da Peck'e ugrayip o atmosferi yasamanizi siddetle tavsiye ederim. Ayrica damak tadina duskun dostlariniza Italyan lezzetlerinden tattirmak isterseniz eger, Peck'te sahane hediyelik urunler de bulabilirsiniz.

Sevgilerimizle,