28 Şubat 2014 Cuma

Karnaval Maskesi Sahibini Buldu...

Merhaba. 17 Subat tarihli yazimizda hediye edecegimizi duyurdugumuz Karnaval Maskesi'nin sahibi belli oldu. Maskenin sahibi "Elif Kulaoglu Kilic".

Kendisini kutluyoruz. Maskeyi en kisa surede kendisine ulastiracagiz. Buna benzer kucuk surprizler yapmaya devam edecegiz. Bizleri takip etmeye devam edin :)

Sevgilerimizle,

27 Şubat 2014 Perşembe

Da Vinci'nin Sifresinden Spontini'ye

Milano; belki Venedik gibi romantik, Roma gibi tarih dolu ya da Floransa gibi sanat kokan bir sehir degil ancak Italya'nin ticaret baskenti, fuarlar sehri, modanin merkezi.

Tarihi olarak olmasa da ticaret anlaminda Italya'nin Istanbulu'dur Milano. Ayni zamanda fuarlar sehridir. Hemen her hafta onemli bir uluslararasi fuara ev sahipligi yapar. Milano, dunya modasina yon veren birkac onemli sehirden biridir ve alisveris tutkunlarinin goz bebegidir. Kuzey Italya'daki konumu nedeniyle, son zamanlarda turistlik turlarin ugrak noktalarindan birisi haline gelmistir.

Ister is, ister alisveris icin ya da turist olarak her yil binlerce Turk'un yolu Milano'ya dusmektedir. Elbette Milano'da onlarca gosterisli ve pahali restoran vardir. Fakat biz bugun size, hem orijinal ve lezzetli hem de kisi basi 10 Euro'nun altinda karin doyurabileceginiz ekonomik bir alternatifi paylasacagiz. Ustelik bu alternatif turistlik degil. Bir Milanese (Milanolu) gibi gidip karin doyurabileceginiz bir lezzet noktasi: Spontini...

Ikinci dunya savasindan once bir cok Toskana'li Milano'ya gelir ve "Cibi Cotti" (Sicak Yemek olarak Turkce'ye cevirebiliriz) diye adlandirilan kucuk lokantalar ya da sadece paket servis hizmeti veren dukkanlar acarlar. Iste Spontini de bu sekilde dogar ve 1953 yilinda Milano'nun kozmopolit caddelerinden Corso Buenos Aires'te ilk subesini acar. Ilk sube, Spontini'ye ozgu domates soslu dilim pizzayi sadece paket servis konseptiyle satmaya baslar. Daha sonra kucuk dukkanin icerisine ayakta hizlica pizzanizi yiyebileceginiz tezgahlar yerlestirilir. Kendine ozgu pizzasi ve kalitesiyle Spontini kisa zamanda buyur ve "spesiyal urun" konseptiyle Milano'lularin favorisi olur.

Bugun Spontini, Milano'daki 6 subesiyle hizmet veriyor yarattigi tek urun konseptini halen buyuk olcude devam ettiriyor. Yeni nesil orjinaline sadik kalarak birkac kucuk degisiklik yapmis olsa da, Spontini hala bir aile isletmesi olarak hizmet vermeye devam ediyor.


Duomo Meydani'na yakin olan subesi sadece paket servis olarak hizmet veriyorken, diger 5 subede artik oldukca basit bir sekilde dekore edilmis masalarda yemek yemek mumkun. Spontini'nin is modeli ve konsepti bize Bursa Tayyare Kultur Merkezi'nin yanindaki orjinal Iskender lokantasini hatirlatiyor.

Spontini'nin Pizzasi kendine ozgu ve alisilmis Italyan (Napoli) pizzasindan farkli. Kendileri spesiyal pizzalarinin sirrini soyle acikliyorlar: Milano'nun suyu, ozel unu, Emilia Romagna bolgesinin domateslerinden elde edilen domates sosu, inek sutunden yapilan taze mozzarella ve digerlerinden farkli olarak, soya yagi surulmus bakir tepsiler icerisinde pisirilmesi. Bakir tepsilerdeki bu pisirme sekli pizzanin tabaninin daha citir olmasini sagliyor ve bu da ayri bir lezzet katiyor.


Duomo'daki paket servis veren subesi haric Spontini de bircok Italyan Lokantasi gibi oglen ve aksam olmak uzere gunde iki kez servis veriyor. Oglen ile Aksam servisleri arasinda ise kapali. (14:30 - 18:30 arasi). Yilin 365 gunu acik olan Spontini sadece Noel zamani 24 ve 25 Aralik aksam servislerinde hizmet vermiyor.

Tum Spontini'lerde aksam servisinde sadece pizza var. Oglen servisinde ise Lazanya ve Mozzarella da yiyebilirsiniz. Pizza iki boy olarak servis ediliyor: Trancio Normale ve Trancio Abbondante (Bizim soyleyisimizle 1.5 porsiyon). Normal porsiyon fiyati 5 euro iken Abbondante'nin porsiyonu 5.5 Euro. Lazanya ve Mozzarella'nin porsiyonu ise 5 euro. icecekler ise bol. Alkolsuz iceceklerin yani sira sarap ya da bira gibi alkollu icecekleri de tercih edebilirsiniz.



Pizza Normale ve Pizza Abbondante

Lazanya
Santa Maria delle Grazie'yi ziyaret ettikten sonra, benim cok sevdigim ve gercek Milano havasini soluyarak Corso Vercelli uzerinde yapacaginiz 8-10 dakikalik bir yuruyus ile Spontini'nin Via Marghera subesine ulasabilirsiniz. Asagidaki haritaya tiklayarak Da Vinci'nin Sifresinden Spontini'ye nasil ulasacaginizi gorebilirsiniz. Da Vinci'nin "Son Aksam Yemegi" ni gordukten sonra Spontini'de karin doyurmak harika olacaktir. 




Daha Büyük Görüntüle

Son Soz...

Spontini Milano'da ucuz ve lezzetli bir bir alternatif. Mekanin rahat olusu ve damak tadinin cocuklara cok uygun olmasi nedeniyle ozellikle cocuklu aileler tarafindan cok tercih ediliyor. Bu yuzden Spontini'ye giderseniz bir sure kuyrukta bekleme ihtimalini de goze almalisiniz...

Sevgilerimizle,

23 Şubat 2014 Pazar

Venedik'te Bir Lezzet Duragi: Trattoria alla Madonna

Karnaval zamani olsun ya da olmasin Venedik bircok kisinin gormeyi arzu ettigi bir sehir. Icerisinden gecen kanallari, kanallarda dolasan gondollari, San Marco Meydani, unlu Katedrali ile herkesin tatil ajandasinda ilk siralarda yazili olan bir rota.

Venedik'e gelmeyi planlayanlar ve balik yemekten hoslananlar icin hem atmosferini hem de yemeklerini cok sevdigim bir restorani sizlerle paylasmak istiyorum: "Trattoria alla Madonna". Dunyanin en cok turist agirlayan sehirlerinden birisi olan Venedik'te haliyle bir cok restoran bulmak mumkun. Sehrin kalbi olan San Marco meydanin bulunan ya da buyuk kanalin kenarina dizili olan restoran ve cafeler atmosfer olarak cok guzel olsalar da ya cok pahalilar ya da fazla turistlikler.

Bizler gittigimiz yerlerde turistlik dayatmalardan hoslanmayanlardaniz. Daha cok yerel halkin gittigi yerleri bulup oralarda yemek yemeyi tercih ediyoruz. "Trattoria alla Madonna" unlu Rialto koprusune cok yakin. San Marco meydanina dogru yururken buyuk kanalin (Canal Grande) saginda yer aliyor. Bu bolgeye San Polo deniyor. Eger Vaporetto kullaniyorsaniz Rialto duraginda inip Rialto Koprusunden karsiya gecmeli ya da San Silvestro duraginda inip biraz geriye Rialto koprusune dogru yurumelisiniz. Rialto koprusunden gecer ve sola donerek kanal boyunca yururseniz, kanali dik olarak kesen ucuncu dar sokagin icerisinde Trattoria alla Madonna. Lokantanin tam adresi: Calle della Madonna, San Polo, 594, Venezia.


Daha Büyük Görüntüle

1954 yilinda acilan Trattoria (Geleneksel Italyan Lokantasi), 35 yildir kurucusu olan Fulvio Rado'nun oglu Lucio tarafindan yonetiliyor. Kapidan girdiginizde sizi sol tarafta kocaman bir balik dolabi ve hemen onunuzdeki tezgahta duran cesit cesit geleneksel mezeler karsiliyor. Geleneksel tarzda dekore edilmis olan restoranda dokuz farkli oda bulunuyor ve her odanin duvarini Italyan ressamlarin tablolari susluyor. Etrafta dolasan beyaz onluklu garsonlar bizlere tipik esnaf lokantasi havasini yasatiyor.


Lokantanin menusunde farkli lezzetler bulunsa da Trattoria alla Madonna'da deniz mahsullerini tercih etmenizi tavsiye ederim. Venedik'in deniz kokan atmosferine de yakisan bu olur zaten. Baslangic olarak soguk servis edilen karisik deniz mahsulleri tabagi  (Antipasto Misto di Pesce) harika bir secim olacaktir. Arkasindan deniz mahsullu risotto, siyah murekkep balikli Vermicelli (bir cesit makarna) ya da balik corbasi ile devam edebilir, yemeginizi izgara balik veya kizarmis deniz mahsulleri ile sonlandirabilirsiniz.

Karisik Deniz Mahsulleri
Siyah Murekkepli Vermicelli



Deniz Mahsullu Risotto
Balik Corbasi



















Venedik standartlarinda degerlendirdigimizde lokantanin fiyatlarinin makul oldugunu soyleyebiliriz. Deniz mahsulu meze tabagi 12 Euro, bir porsiyon balik tabagi 13 Euro, makarna ve risottolar 10 Euro civarinda satiliyor. Restoranin sarap menusunde ev yapimi sofra sarabindan baslayarak, sadece Veneto bolgesi degil, Italya'nin diger bolgelerinin saraplarini da bulmak mumkun.

Son Soz...

Lokanta saat 19:00'da aksam servisine basliyor. Gecmiste rezervasyon kabul etmeyen lokantanin web sitesinde en az dort kisi olmak kaydi ile rezervasyon kabul ettiklerine dair bilgi mevcut. Eger rezervasyon yaptirmadiysaniz, acilis saati olan saat 19:00 civari Trattoria'da olmanizi tavsiye ederim. Zira kalabalik bir Venedik aksaminda saat 20:00'dan sonra kapida uzunca bir kuyruk beklemek zorunda kalabilirsiniz.

Sevgilerimizle,

20 Şubat 2014 Perşembe

Venedik Karnavali Basliyor...

Venedik Karnavali; 900 yili askin tarihiyle dunyanin en mistik partisi. 10 gun boyunca suren bir ruya. Kime sorarsaniz sorun karnaval denince herkesin aklina ilk once Rio ve Venedik Karnavallari gelir. Aslinda her iki karnavali da bu kadar populer yapan detay aynidir: Rengarenk kostumler, karnaval boyunca etraftaki renk cumbusu. Eski sehrin icinden gecen su kanallari, kanallarda dolasan gondollari, sehri cevreleyen kucuk adalari ile zaten cok romantik bir atmosferi olan Venedik, karnaval zamani gelince tam bir masal sehrine donusur.

Katolik Hristiyan'larin paskalya oncesi oruc donemleri baslamadan bunu bir Festa (bayram) ile kutlamalari adettendir. Bu yuzden Italya'daki her sehrin bir festivali vardir ama hicbirisi Venedik sehrinin Karnavali kadar bilindik ve kendine ozgu degildir.

Gunumuzden tam 920 yil oncesine, 1094 yilina ait Venedik sehir belgelerinde, halkin Paskalya Orucu oncesi eglencelerinden bahsedilir. Karnaval kelimesi ise ilk kez 1296 yilinda kullanilir ve resmi olarak kayitlara girer. Yani resmi olarak Venedik Karnavali'nin basladigi tarih 1296 yilidir. Zamanla Karnaval, dunya ticaretinin en onemli merkezlerinden birisi olan Venedik'in prestiji halini almistir. Tarihi boyunca kimi yasaklamalara ve kisitlamalara maruz kalan karnaval, 1930'lu yillarda donemin diktatoru Mussolini tarafindan tamamen yasaklanmistir. Yasaktan sonra 1979 yilina kadar karnaval duzenlenmemistir. Bir grup Venedikli'nin cabasiyla tekrar canlandirilan karnaval, Italyan Hukumeti'nin verdigi destek sayesinde bugun, yilda yaklasik 3 milyon turisti agirlayan buyuk bir etkinlige donusmustur.

















Gecmiste degisik zaman araliklarinda kutlansa da gunumuzun modern karnavali 10 gun boyunca devam eder. Karnavalin baslama ve bitis tarihi her sene farklilik gosterir. Karnaval Katolik Hristiyanlarin 40 gun suren ve "Mardi Gras" denilen paskalya orucunun basladigi tarihten bir gun once biter ve bu tarihten iki cumartesi once baslar;

Karnaval 2014: 22 Subat - 4 Mart
Karnaval 2015: 7 Subat - 17 Subat
Karnaval 2016: 30 Ocak - 9 Subat

Genellikle organizatorler bazi ilave etkinlikler icin karnavala 1 ekstra hafta daha eklerler. Ornegin 2014 karnavalinin resmi sitesinde baslangic tarihi 15 Subat olarak gorunmektedir. Ama asil cumbus 22 Subat tarihinde baslar.

Karnaval boyunca binlerce kostumlu insan Venedik sokaklarini kaplarken, sehirde onlarca gosteri, workshop, cocuklara ozel etkinlikler, gecit torenleri duzenlenir. Karnaval boyunca sehrin tartismasiz en hareketli noktalari "San Marco" meydani ve "Rialto Koprusu" civaridir.



Tabii ki Venedik karnavalini digerlerinden farkli kilan en onemli ozelligi katilimcilarin taktiklari maskeler  ve giydikleri kostumlerdir. Karnaval maskesi nasil ortaya cikmistir ve ne ifade eder? Bu sorunun cevabina iliskin bir cok rivayet olsa da en dogru cevap sosyolojik etkenlerdir. Gecmiste dunyanin en onemli ticaret merkezlerinden birisi olan Venedik'te ekonomik sinif ayriligi cok carpici boyutlara ulasmisti. Karnaval suresince herkes, gercek kimliklerini taktiklari maskelerin ardina gizlerdi. Boylece kisa bir sure icin de olsa toplumdaki sosyal ve ekonomik sinif farklari ortadan kalkardi. Bu durum gecici bir ilizyon yaratarak ezilen alt sinifin bir anlamda adam yerine konuldugunu dusunmesine sebep olurdu. Boylece ezilen alt sinifin icten ice biriken ofkesini azaltmak mumkundu.



Kostumler ve Maskeler

Karnaval cumbusunun en onemli aktoru suphesiz katilimcilarin giydikleri kostumler ve maskelerdir. Karnaval boyunca unlu San Marco meydaninda en guzel kostum yarismasi duzenlenir ve jurinin sectigi en basarili kostumler odullendirilir. Karnaval boyunca onlarca farkli maske ve kostumun goruldugu Venedik'te en bilindik ve onemlileri ise sunlardir;

Bauta ve Larva

Larva
"Bauta" tek basina bir maskeyi ifade etmez. Bauta bir kostum butunudur ve 18. yuzyilda adeta Venedik'in resmi kiyafeti haline gelmistir. O yillarda ayni zamanda bir statu sembolu olan Bauta, sadece karnaval zamani degil, Venedik'teki diger onemli resmi etkinliklerde de giyilmistir. Bauta uc temel parcadan olusur: "Tabarro" denilen siyah pelerin, "Tricorno" denilen uc koseli siyah sapka ve latince hayalet anlamina gelen "Larva" adindaki beyaz maske. Bauta hem erkekler hem de kadinlar tarafindan giyilir.
Bauta Kostumu

Moretta

Genellikle kadinlar Bauta kostumunu Larva yerine bir baska maske tipi olan "Moretta" ile tamamlarlar. Morretta oval bir forma sahiptir ve genellikle kadife kaplidir. "Moretta" yi basinizda sabit tutacak bir ip ya da lastigi yoktur. Maskenin arkasina agiz hizasinda dikilmis bir dugmeyi dislerinizle tutarak "Moretta" yi yuzunuze sabitlemeniz gerekir. Maskeyi kullanirken agizinizi acamaz ve konusamazsiniz. Bu yuzden maskenin bir diger adi da "Servetta Muta" (dilsiz usak) dir.

Moretta


Gnaga

Cok kullanilan bir baska maske turu de "Gnaga" dir. Gnaga kadin kostumu ile birlikte kullanilir ve disi bir kediyi betimler. Daha cok kadin kostumu giyerek kendini gizleyen erkekler tarafindan tercih edilir.
Gnaga

Medico delle Peste (Veba Doktoru)


"Veba Doktoru" maskesi aslinda bir karnaval maskesi degildir. Fransiz doktor Charles de Lorme tarafindan veba'dan korunmak icin icad edilmistir. Gerci dramatik olarak Venedik'le baglantili oldugu soylenebilir. Zira sadece 1630-1631 yillarinda Venedik'te yasayan toplam 140 bin insanin 46 bini vebadan dolayi hayatini kaybetmistir.

Veba Doktoru Kostumu


"Veba Doktoru" nun kostumu, ayak bileklerine kadar uzanan siyah pelerin ve cubbe, koruyucu eldivenler ve beyaz renkli uzun gagali kus maskesi ile tamamlanir. Fransiz Doktorun icad ettigi orijinal maskenin camla kapatilmis iki yuvarlak gozu bulunur. Burun hizasindaki iki kucuk delik nefes almayi saglar. Deliklerin arkasindaki bolmeye guclu baharatlar, kokulu bitkiler ve diger kuvvetli aromatik maddeler konur ki, veba kurbanlarinin etrafa yaydigi kotu koku hissedilmesin. O donemde vebanin en cok etrafa yayilan kotu koku sebebiyle bulastigina inaniliyordu.

Peki neden doktorlar bu kostumu tercih ediyordu? Bir inanisa gore, veba kuslardan insanlara bulasmisti ve bu kiyafetin mistik bir anlami vardi. Diger bir inanisa gore ise veba kuslara bulasmiyordu ve bu kus kostumu sayesinde onlar da vebaya yakalanmayacaklardi. Ancak gercek odur ki, bu korunakli kiyafet sayesinde doktorlar, hastalarindan veba mikrobu kapma olasiligini en aza indirmeyi amacliyorlardi.

Geleneksel Italyan Tiyatro Karakterleri

Colombina
Bizdeki orta oyunu ya da golge oyununda oldugu gibi geleneksel Italyan tiyatrosu da belli basli karakterler icermektedir. Bazi onemli karakterlerle ozdeslesmis kostumler de karnaval boyunca tercih edilir. Bu karakterlerin baslicalari; "Pantolone", "Colombina veya Arlecchina" ve "Arlecchino" dur.





Pantalone
Arlecchina


















 

Karnaval'in Lezzeti

Tum Italya'da karnaval zamaninin spesiyali ise bir cesit hamur tatlisidir. Her bolgede ayri adlandirilsa da bu tatlinin Venedik'teki adi "I Crostoli" dir. Eger karnaval zamani yolunuz Venedik'e duserse, Crostoli yemeden donmeyin...


Son Soz...

Eski Venedik, kanallarin etrafindaki dar sokaklari, kanallarin uzerinden gecen kopruleri ve sehirdeki turist nufusu sebebiyle zaten oldukca kalabaliktir. Karnaval boyunca sehrin kalabaligi katlanarak artar, sehrin dar yollarinda yurumek bile zorlasir. Bu yuzden kucuk cocukla gelmeyi dusunenlerin dikkatli olmasini oneririm.

Kalabalik sebebiyle sehirdeki konaklama fiyatlari da karnaval suresince cok yukselir. Ancak baska bir sehirde konaklayip tren ile Venedik'e ulasmak ve karnaval coskusunu yasamak mumkundur.

Bir sonraki yazimizda Venedik'te lezzetli ve uygun fiyatli yemek yiyeceginiz bir restorani sizlerle paylasiyor olacagiz: "Trattoria alla Madonna".

Sevgilerimizle,

17 Şubat 2014 Pazartesi

Venedik Karnaval Maskesi Kazanmak Ister misiniz?

Simdi Venedik'te karnaval zamani. Dunyanin en romantik sehri, birbirinden renkli kostumler giyen ve maskeler takan insanlariyla sizi sanki bir film sahnesinin icerisine cekiyor.

Bizler de siz takipcilerimize bir surpriz yapmak istedik. Resimde gordugunuz gibi sahane bir karnaval maskesini bir takipcimize hediye edecegiz.

22 Subat Cumartesi aksamina kadar;

- italyaninlezzetleri@gmail.com adresine bir mail yollayarak mail list'imize dahil olan (yolladiginiz mail'e adinizi ve soyadinizi yazmaniz yeterlidir)

-ya da sitemizdeki linkleri kullanarak bizleri google+ cevrelerine ekleyen veya twitter'da takip etmeye baslayan bir ziyaretcimiz bu muhtesem maskenin sahibi olacak.

Maskeyi kazanan takipcimizi 28 Subat'ta buradan duyuracagiz ve harika maskesini Milano'dan posta ile adresine yollayacagiz.


Yeni surprizlerimiz icin bizi takip edin...

Sevgilerimizle,


16 Şubat 2014 Pazar

Da Vinci'nin Sifresi...

Milano'daki tarihi yapilarin en guzellerinden birisi Santa Maria della Grazie Kilisesi ve Manastiridir.

Santa Maria della Grazie'yi asil cekici kilan detay kilisenin disinda degil, icerisinde gizlidir: Da Vinci'nin Sifresi... Dunyanin en onemli sanat eserlerinden birisi... Son Aksam Yemegi ya da The Last Supper (L'ultima Cena)...

Zamanin Milano Duk'u olan Francesco Sforza, kucuk bir sapel'in bulundugu yere yeni bir kilise ve manastir insa edilmesi emrini verdi. Manastir kismi 1469 yilinda tamamlansa da kilise kisminin yapimi daha uzun surdu. Yeni Milano Duk'u Lodovico Sforza, insasi suren kilisenin ailesinin defin mekani olarak yeniden dizayn edilmesini talep etti. Boylece 1490 yilinda bugunku Santa Maria della Grazie yapisi ortaya cikti.

Santa Maria Delle Grazie
Ve Ronesans doneminin dahi cocugu Floransa'li Leonardo... Mucit, mimar, muhendis, geometri bilimci, anatomist, ressam, heykeltras, botanik bilimci, jeolog, muzisyen, yazar. Dunyaya yuzlerce eser birakmis olan Italyan dahinin en cok bilinen iki eserinden birisi "Mona Lisa" tablosu ve bir digeri de Isa'nin son aksam yemegi sahnesinin resmedildigi "Son Yemek" (Last Supper veya L'ultima Cena) cizimidir. Cogu kez karistirildigi uzere Son Yemek bir tablo degil, bir duvar boyamasidir. Ve evet Leonardo Son Yemegi, Santa Maria della Grazie'nin yemekhane duvarina cizmistir.

Milano La Scala Meydanindaki Leonardo Heykeli
Leonardo, 1452 yilinda Floransa yakinlarindaki Vinci kasabasinda gayrimesru bir cocuk olarak dunyaya geldi. Buyukanne ve buyukbabasi olene kadar Vinci'de yasadi. 1469 yilinda Floransa'ya, babasinin yanina tasindi. O yillarda gayrimesru cocuklar universiteye kabul edilmedigi icin, resim yetenegini goren babasi onu donemin en unlu sanatcilarindan birisi olan Verrocchio'nun atolyesine cirak olarak verdi. Ustun yetenegi sayesinde, donemin Floransa Duk'u olan Medici ailesinin emrinde calismaya basladi.

1482 yilinda kendisi de yetenekli bir muzisyen olan Leonardo, at basi seklinde gumusten bir Lir (muzik aleti) yapti. Floransa Duk'u Lorenzo de'Medici, bu Lir'i, aralarindaki barisin bir teminati olarak Milano Duk'u Ludovico Sforza'ya hediye etmesi icin Leonardo Da Vinci'yi gorevlendirdi. Iyi ki de gorevlendirdi. Bu sayede Leonardo'nun sanatinin altin cagi basladi. Leonardo, 1482 yilindan Milano'nun Fransizlar tarafindan isgal edildigi 1499 yilina kadar Milano'da kaldi. Duk Ludovico'nun destegiyle onlarca sanat eseri dogdu.

Dunyanin en cok bilinen sanat eserlerinden birisi olan "Son Yemek" (L'ultima Cena) de bu donemde ortaya cikti. Duk Ludovico'nun istegiyle Da Vinci Santa Maria della Grazie manastirinin yemekhane duvarina "Isa'nin Son Aksam Yemegi" tasvirini boyadi. Hristiyan inanisina gore Isa, carmiha gerilmeden once havarileriyle son bir aksam yemegi yedi. Isa ve havarileri son yemekte Kutsal Kase'den sarap icip, ekmek yediler. Ve bu yemekte Isa Havarilerine, iclerinden birisinin kendine ihanet edecegini soyledi.

Son Yemegin Gunumuzdeki Goruntusu
Ronesans'in dahi ama ayni zamanda asi cocugu olan Da Vinci, bu cizimiyle de Hristiyan dunyasini karistirmayi basarmistir. Hristiyan inancina gore, son aksam yemeginde kutsal kaseden sarap icilip ekmek yenmis olsa da Leonardo'nun ciziminde ne kase ne de ekmek gormek mumkundur. Ayrica Hz. Isa'nin yasadigi donem itibariyle masa etrafina dizili sandalyelere oturarak yemek yemek mumkun degildir. Bu yuzden cizim yillar boyunca simge bilimcilerin ilgi odagi olmustur. Unlu Amerikali yazar Dan Brown, Dan Vinci'nin Sifresi kitabini bu cizimin barindirdigi simgeler uzerine kurgulamistir.

Da Vinci'nin tasviri 1498 yilinda tamamlanmistir. Dahi sanatcinin tamamlayabildigi az sayida isten biri olsa da, yapimi cok uzun surdugu icin zamaninda bircok elestiri almistir. Manastirin o donemdeki bas rahibi, kimi zaman tek bir firca darbesi dahi vurmadan saatlerce eserini seyreden Leonardo'yu Duk Ludovico'ya sikayet etmistir. Ancak yaklasik 4 yil suren bu calismanin sonunda gorenleri hayretler icerisinde birakan, derinligi ile gorenleri adeta o mistik anin icerisine surukleyen bu muhtesem eser ortaya cikmistir. Da Vinci ozellikle, Isa'nin ihaneti acikladigi anda Havarileri'nin yuzundeki saskinlik ifadesini cok iyi yansitmistir. Paris'teki Louvre Muzesine gidip, Da Vinci'nin cizdigi dunya'nin en unlu tablosu olan "Mona Lisa"'yi gorenler muhtemelen tablonun kucuk boyutlarindan dolayi hayal kirikligina ugramistir. Mona Lisa'nin aksine Son Aksam Yemegi tasviri dev boyutlardadir: 460 cm x 880 cm ve tasvir yaklasik olarak 40 metrekarelik bir alani kaplar.

Da Vinci tasviri cizerken, Ronesans ressamlarinin yagliboya oncesinde cok kullandiklari Tempera (zamkli boya da denilen, boyar maddenin tutkal ya da yumurta akiyla karistirilmasiyla elde edilen boya) teknigini kullanmistir. Ancak siva uzerine uyguladigi bu teknik yuzunden resim oldukca dayaniksiz olmustur. Bir rivayete gore, Da Vinci halen hayattayken bazi kisimlar yer yer dokulmeye baslamistir.

Dunyanin en onemli sanat saheserlerinden birisi olan Son Aksam Yemegi yuzyillar boyunca bircok badire atlatmis ancak mucize eseri yok olmadan gunumuze kadar ulasmistir;

Eser, 1499 yilinda Milano'yu isgal eden Fransa Kral 12. Luis tarafindan cok begenildi. Kral tarafindan parca parca sokulerek Fransa'ya goturulmek istense de daha sonra bu fikirden vazgecildi.

Ikinci Dunya Savasi sirasinda, 15 Agustos 1943 gecesi Milano, Ingiliz ve Amerikan hava kuvvetleri tarafindan bombalandi. Santa Maria Della Grazie neredeyse tamamen tahrip oldu. Ancak yine bir mucize gerceklesti ve Son Aksam Yemegi'nin bulundugu duvar sans eseri bu saldirida hasar gormedi.

Saldiri Sonrasi Santa Maria delle Grazie
Eser saldiridan sag salim kurtulmus olsa da, Da Vinci'nin kullandigi teknik sebebiyle yillarin onu yipratmasindan kurtulamadi. Bu muhtesem eser yillar icerisinde neredeyse tamamen silindi. Italyan'lar eseri yok olmaktan kurtarmak amaciyla cok kapsamli bir restorasyon calismasina giristiler. 1982 yilinda baslayan restorasyon tam 17 yil sonra 1999 yilinda tamamlanabildi.

Son Aksam Yemegi'nin 70'li Yillardaki Restorasyon Oncesi Goruntusu

Bu kadar cok badireyi atlatan "Son Aksam Yemegi" bugun sapasaglam bir sekilde Milano'da ziyaretcilerini beklemektedir. En az "Mona Lisa" kadar onemli olan bu eser Milano'ya yolu dusen herkes tarafindan mutlaka gorulmelidir. Ama ne yazik ki "Son Aksam Yemegi"ni gorebilmek hic ama hic kolay degildir.

Yukarida da soyledigim gibi, Da Vinci'nin teknigi bu muhtesem eserin cok hassas olmasina neden olmustur. Tam 17 yil boyunca "Son Aksam Yemegini" tekrar hayata dondurmeye ugrasan Italyan'lar, eserin zarar gormemesi icin cok hassas davranmaktadir. "Son Aksam Yemegi" Pazartesi gunleri ile 1 Ocak, 1 Mayis ve 25 Aralik gunlerinde ziyarete kapalidir. Diger gunlerde ziyaretler sabah 8.15'te baslar ve 19.00'da sona erer. Her yarim saatte bir 25 kisilik bir grup iceriye alinir ve herbir grup resmin oldugu "Cenacolo Vinciano" salonunda sadece 15 dakika kalir. Resmin bulundugu salona ulasana kadar uc tane farkli guvenlik kapisinden gecersiniz. Ziyaret boyunca iki tane gorevli size eslik eder. Sitede yayinladigimiz fotograflara bakmayin, aslinda fotograf cekmek kesinlikle yasaktir :)

Santa Maria Della Grazie'deki gisede giris biletleri 6,5 Euro'dan satilmaktadir. Ancak limitli ziyaretci sayisi nedeniyle gisede bilet bulabilmeniz icin kucuk capli bir mucizeye ihtiyaciniz vardir. Hatta eger Milano'nun olu sehir oldugu Temmuz ve Agustos aylarinda degilseniz giseden bilet bulmaniz imkansizdir. Yaz aylarinda dahi cok ama cok sansli olmaniz gerekmektedir. O yuzden bu eseri gormek icin internet uzerinden biletinizi onceden satin almalisiniz. Online bilet satan cesitli siteler bulmak mumkundur (bir tanesi http://www.cenacolo.it/the-last-supper/). Web'den rezervasyonla satilan biletlerin fiyatlari 20 Euro'dan baslar. Ancak yine de web sitesine girdiginiz andan itibaren muhtemelen iki ay sonrasina kadar musait yer bulamayacaksiniz.

Son Soz...

Milano'ya yolunuz duserse bu sanat eserini mutlaka gormeyi deneyin. Gercekten dunyada gorulmesi gereken en onemli sanat eserlerinden bir tanesidir. Eger bilet bulmaniz mumkun olmasa bile mutlaka gidip en azindan Santa Maria delle Grazie'yi gorun.

Buralara kadar gelmisken ne yiyecegiz? Da Vinci'nin sifresinden Spontini'ye baglaniyoruz. Spontini icin bir sonraki yazimizi bekleyin.



Sevgilerimizle...

Italya'nin Lezzetleri Twitter'da


14 Şubat 2014 Cuma

Tiramisu'dan Cheesecake'e

Malum bugun sevgililer gunu. Herkesin sevgililer gununu kutluyor, gunun anlamina uygun bir lezzeti sizlerle paylasmak istiyoruz.



Malum Cheesecake Italyan orjinli bir tatli degil. Amerika'da dogmus bir lezzet. Ancak tatlinin ozu Tiramisu'dan cok da farkli degil. Geleneksel Italyan Tiramisu yazimiza tekrar bir goz atin. Mascarpone kullanarak sahane bir Tiramisu hazirlamistik. Aslinda cheesecake de temelde mascarpone kullanilirak hazirlaniyor. Yani temel icerik ayni. En temel fark ise, Tiramisu'yu pisirmiyorken, Cheesecake icin hazirladigimiz kremayi pisiriyoruz. Simdi gelin Tiramisu hazirladigimiz teknik ile sahane bir Cheesecake yapalim...

Tiramisu'dan Cheesecake'e...

Lutfen Tiramisu tarifimize tekrar bakin. Ayni kremayi hazirlayacagiz ancak bu sefer daha az yumurta kullanacagiz. Bir de 22 veya 24 santimetre capinda kelepceli kaliba ihtiyaciniz olacak.

Gerekli Malzemeler;

Krema icin;

500 Gram Mascarpone
3 yumurta
1 su bardagi seker
1 paket vanilya
Yarim limonun suyu

Taban icin;

250 gram biskuvi
75 gram tereyagi

Ustu icin;

1 su bardagi kadar meyve (cilek, bogurtlen, portakal...gibi) Biz sevgililer gunu konseptine daha uygun oldugunu dusundugumuz icin cilek kullandik.
1 cay bardagi su
4 corba kasigi seker
1 tatli kasigi nisasta

1. Adim (tabanin hazirlanmasi);

Biz Turkiye'deyken Eti Burcak Klasik kullaniyoruz, gayet basarili. Ancak siz baska bir biskuvi de tercih edebilirsiniz. Bir paket Burcak 140 gram. 250 Gram icin iki paketten biraz az biskuviye ihtiyaciniz olacak. Biskuvileri rondo kullanarak veya elinizle un haline getirin.

75 gram tereyagini ocakta eritin ve biskuviden elde ettiginiz unla karistirin. Karisimi kalibinizin tabanina yayin. Daha guzel bir gorunum elde etmek icin taban ununuzu kalibin kenarlarina da yapistirabilirsiniz. Kalibi en az on dakika olacak sekilde buzdolabina kaldirin. Bu arada kremayi hazirlayabilirsiniz.



2. Adim (kremanin hazirlanmasi);

Tiramisu tarifindeki teknikle, yumurta aklarini ve sarilarini ayirin. 1 bardak sekeri yarim yarim bolerek iki farkli krema hazirlayin. Iki kremayi bir araya getirirken 1 paket vanilya ile yarim limonun suyunu da ekleyin ve karistirin. Kremaniz da hazir.

3. Adim (pisirme);

Hazirladiginiz karisimi kalibin icerisine dokun. Cheesekace pisirmenin puf noktasi, pisen kekin catlamamasidir. Catlamayi onlemek amaciyla, kremayi doktukten sonra kalibinizi bir iki kez tezgaha hafifce vurun ki icindeki kabarciklar patlasin.


Simdi en kritik asamaya geciyoruz. Cheesecake icin pisirme zamani cok onemli. Eger cok pisirirseniz cok kati olur ki, istediginiz lezzeti yakalayamazsiniz. Kalibinizi su dolu bir kabin icerisine oturtun ve onceden 180 dereceye isitilmis firina surun. Firindaki kekinizi ara ara kontrol edin ve kenarlari sertlesip ortasi halen yumusakken firini kapatin. Firindaki kekinizi salladiginizda kenarlari sertlesmis, ortasi hala yumusak ve sallaniyorsa olmus demektir. Asagidaki video, firini ne zaman kapatmamiz gerektigi hakkinda size bilgi verecektir.


Firininizi kapatin ve kapagini yarim acik birakin. Kekiniz 1 saat kadar yavas yavas soguyan firininizin icerisinde kalsin. Firin icinde sogurken ayni zamanda da sertlesecektir.


4. Adim (ustunun sosunu hazirlama);

Kekimizin uzerine meyve peltesi hazirlayacagiz. Buyuk bir cezve veya sos tenceresine meyvelerinizi, 4 corba kasigi sekeri ve bir cay bardagi suyu koyun. Arada bir karistirarak meyveler iyice yumusayincaya kadar pisirin. Kucuk bir kase veya cay tabaginin icerisine bir iki kasik kadar karisimin suyundan alin ve topaklanmamasi icin 1 tatli kasigi nisastayi bu kabin icerisinde iyice eritin ve sosun icerisine dokun. Sosunuzun uzeri goz goz oluncaya kadar pisirmeye devam edin. Pisen sosunuzu sogmaya birakin. Kaliptan cikarttiginiz kekinizin uzerine dokun. Sosunuzun kekin uzerinde daha puruzsuz gorunmesini istiyorsaniz kekin uzerine dokmeden once blender'dan gecirin. Kekimiz hazir. Servis etmeden once en az 4-5 saat hatta mumkunse bir gun buzdolabinda bekletin.

 
Bu Amerikan lezzetine bir Italyan dokunusu eklemek istiyorsaniz bir kadeh Prosecco ile birlikte servis edin. Ozellikle sevgililer gununde sahane olacaktir.
 
Afiyet olsun...

Son Soz...

Cheesecake'de tipki tiramisu gibi hazirlamasi cok kolay bir tarif. Lezzetli Cheesecake yapmanin en onemli puf noktasi ise pisirme teknigi ve zamanlamasi. Keki catlatmadan ve kivaminda pisirmelisiniz. Az pisirirseniz sertlesmeyecek, muhallebi kivaminda olacaktir. Cok pisirirseniz iyice katilasacak, cheesecake'in kendine has o krema tadi tamamen ortadan kaybolacaktir. O yuzden 3. adimda anlattigimiz detaylara cok dikkat edin.
 
Tiramisu tarifi ile baglanti kurmak adina yukarida kremayi tiramisu kremasi ile ayni teknikte hazirladik. Ugrasmak istemiyorsaniz yumurtalar ile 1 bardak sekeri cirpip mascarponeyi de ekleyerek daha pratik bir sekilde de hazirlayabilirsiniz. Vanilya ve limon suyunu unutmayin.
 
Biz cheesecake'i mascarpone ile hazirladik. Italyanlar genellikle cheesecake icin Philadelphia adli baska bir peyniri kullaniyor. Turkiye'de kolaylikla bulunabilir mi? cok emin degilim. Ancak tiramisuda oldugu gibi labne ya da koyu kivamli baska bir krem peynir kullanmayi da deneyebilirsiniz.
 
Sevgi dolu gunler dilegiyle...   

12 Şubat 2014 Çarşamba

Makarna Pisirmenin Incelikleri...

Malum onceki blog yazilarinda Evde Taze Makarna yapimini sizlerle paylastik. Makarnaniz icin sahane bir Bolonez Sos tarifi verdik. Iyi bir makarna pisirmek icin bilmeniz gereken puf noktalari da sizlerle paylasmak istiyoruz;

Calamarata allo Scoglio
1) Makarna Secimi: Makarna diyip gecmeyiniz lutfen. Hemen hepimizin algisi makarnanin en ucuz yemek alternatifi oldugu yonundedir. Bu yuzden makarna alirken cogu zaman dikkatli davranmayiz. Piyasada onlarca farkli marka ve cesitte makarna bulmak mumkun. Makarna ucuz bir gida olsa da, her urun grubunda oldugu gibi kalitesizden kaliteliye bir cok degisik urun var raflarda. Makarna alirken de gerekirse biraz fazla odeyip, secici davranirsaniz cok daha lezzetli makarna yersiniz.

2) Pisirme suyu: Makarnayi hakkini vererek pisirmek istiyorsaniz pisirme suyunuz cok bol olmali. Eger yeteri kadar su kaynatirsaniz ve kullandiginiz makarna kaliteliyse kesinlikle yapismaz. Guzel bir makarna pisirmek icin her 100 gram makarnaya 1 litre su kaynatin. Ornegin 500 gramlik bir paket makarnanin tamamini pisirecekseniz 5 litre su kaynatin. Makarna suyuna tuzdan baska ornegin zeytinyagi...gibi baska hicbirsey eklemeyin, buna gerek yok.

Yeri gelmisken bir konuya daha dikkat cekmek istiyorum. Hazir pisiriyorken paketin tamamini pisireyim, kalanini sonra yerim dusuncesiyle makarna pisirmeyin. Aninda tuketmediginiz makarnayi sonradan isittiginizda ayni lezzeti alamayacaksiniz. O yuzden her defasinda kisi sayisi kadar makarna pisirmenizi oneririm. Bir paket makarna yaklasik bes kisiliktir.

3) Tuz: Pisirme suyunuz kaynadiktan sonra makarnalari koymadan once suyun icine cok bol tuz atin. Her 100 gram makarna icin 1 corba kasigi tuz koymanizi oneririm. Evet yanlis okumadiniz her 100 gram icin 1 corba kasigi. Korkmayin makarnaniz ihtiyac duydugu kadar tuzu icerisine cekecektir. Italyanlarin dedigi gibi "makarnanin suyu Akdenizin suyu gibi olmali".

4) Pisirme suresi: Pisirme suresi tamamen damak tadiyla alakali aslinda. Ornegin Italyanlar Turklere oranla makarnayi cok daha diri seviyorlar. Ilk kez Italya'ya geliyorsaniz, bir restoranda makarna ismarladiginizda, buyuk ihtimalle tepkiniz "bu ne bicim makarna, pisirmeden onume getirmisler" seklinde olacaktir :)

Biz Turkler, genel olarak daha yumusak kivamda makarnayi tercih ediyoruz. Ancak her makarna icin standart bir pisirme suresi maalesef yok. Makarna'nin pisirme suresi sekline, kullanilan bugdayin tipine gore farklilik gosteriyor. Bu yuzden bir referansa ihtiyacimiz var. Makarna ureticileri sattiklari ulkenin damak tadini da goz onune alarak paketlerin uzerine pisirme surelerini yaziyorlar. Eger bu pisirme surelerini kullanirsak, ortalama Turk damak tadina uygun sertlikte makarna pisirmis olacagiz. Biraz daha diri seviyorsak bu sureyi birkac dakika kisaltabiliriz.

Benim tavsiyem; makarnanizi her zaman paket uzerinde yazan sureden bir iki dakika daha az pisirin ve biraz makarna suyu ile birlikte hazirladiginiz sosun icerisinde pismesine musaade edin. Boylece makarnaniz sos ile ozdeslesecek ve cok daha lezzetli olacaktir. Taze makarna pisiriyorsaniz, pisirme suresi 2-3 dakikayi gecmesin.

5) Servis asamasi: Makarnaniz haslanirken ayni zamanda sosunuz da baska bir tencerede hazir olsun. Makarnayi haslayip suzdukten sonra sos yapimina gecmeyin. Burada en onemli detay, makarnayi suzer suzmez hic vakit kaybetmeden sos'a eklemektir. Suzdugunuz makarnayi soguk sudan gecirmeyin, sadece suzun ve sos'a ekleyin.

Eger cok fazla makarna pisiriyorsaniz kendi suzgeci olan bir makarna tenceresi edinmenizi oneririm. Bu tencereler yeterli pisirme suyunu alacak kadar buyuk oluyor. Ayni zamanda kendi suzgeci sayesinde makarnayi daha tencerenin icindeyken suzup hic vakit kaybetmeden sos'a ekleyebilirsiniz.

Son Soz...

Makarna karbonhidratlar grubunda yer alan bir besindir. Sindirimi cok kolaydir ve cok cabuk parcalanarak enerjiye donusur. Bu yuzden cok iyi bir sporcu yiyecegidir. Eger yeteri kadar hareketli isek ve kararinda tuketirsek hemen her gun tuketmemizin bir zarari yoktur.

Makarnanin besin degerleri de cok yuksektir. Bircok onemli vitamini ve minerali de icerisinde barindirmaktadir. Ayrica makarnada kolestrol sifirdir. Cocuklar icin de hem sevilen hem de yararli bir besindir.

Makarna genelde sade olarak tuketilmez. Hazirladigimiz sosun da miktari ve icerigi alacagimiz kalori miktari icin onemlidir. Lutfen bu detayi da goz ardi etmeyin.

Sevgilerimizle...

11 Şubat 2014 Salı

Taze Makarna'nin Bolonez Sos (Ragù alla Bolognese) ile Bulusmasi

Bir onceki yazimizda "Evde Taze Makarna" (Pasta Fresca all'uovo) tarifini sizlerle paylasmistik.  Italya'da da kabul gordugu gibi, taze makarnanin tadina hakkiyla varmanin en iyi yolu onu Bolonez Sos ile servis etmektir. Bolonez sos, tum dunyada cok bilinen ve biz Turkler'in de fazlasiyla asina oldugu bir lezzettir. Hemen her cafe'nin menusunde Spaghetti Bolonez tabagina rastlariz. Kirmizi et ile hazirlanmasi ve Turklerin ete olan duskunlugu elbette bu sosun ulkemizde de bu kadar cok tercih edilmesinin birinci sebebidir. Ancak, acaba kacimiz gercek bir Bolonez Sos yedik?

Italya'da kirmizi et ile hazirlanan bu tarz yemeklerin genel adi "Ragù"dur. Italya'da iki tip ragù on plana cikar. Birincisi Orta Italya'daki Emilia Romagna bolgesinin en onemli sehri olan Bologna ile anilan "Ragù alla Bolognese" ya da "Bolonez Sos", ikincisi ise Guney Italya'daki Campagna bolgesinin en onemli sehri olan Napoli ile anilan "Ragù alla Napolitana" dir. Iki tarifin arasindaki temel fark, "Ragù alla Bolognese" nin kiyma, "Ragù alla Napolitana" nin ise tipki bizim guvec gibi parca et ile hazirlanmasidir. "Ragù alla Napolitana" pisirildikten sonra parca etler ana yemek icin ayrilir, tencere icinde kalan suyu ve kucuk et parcalari ise icerisine haslanmis makarna ilave edilerek makarna sosu olarak kullanilir.

Sosun tarifine gecmeden once bir kac noktaya deginmekte fayda oldugunu dusunuyorum;

Bolonez sos bircok malzemenin bir araya gelmesiyle olusuyor. Pisirme teknigi acisindan oldukca basit bir yemek olsa da, kiymanin tum malzemeleri icerisine cekip ozumseyebilmesi icin uzun sure pisirilmesi gerekiyor. Bolonez sosu pisirmek icin yaklasik 2,5 saat kadar bir zamana ihtiyaciniz var. Ancak hemen gozunuz korkmasin. Bu surenin ilk yarim saati pisirme isinin icerisinde aktif olacaksiniz. Geriye kalan sure boyunca yemek kisik ateste yavas yavas pisecek. Unutmayin, aslinda biz bir makarna sosu pisirmiyoruz. Bir cesit et yemegi hazirliyoruz ve bu yemegin sunumunda tipki ekmek gibi makarnayi yardimci malzeme olarak kullaniyoruz.

Bolonez sos cok eski bir geleneksel recetedir ve cok farkli sekilde yorumlanarak pisirilebilir. Kullanacaginiz etten, icerisine koyacaginiz sebzelere ve pisirme suresine gore degisen bir cok farkli varyasyonlar uygulanabilir. Biz sizlerle 17 Ekim 1982 tarihinde Bolonya Ticaret Odasi'na kaydettirilen resmi "Ragù alla Bolognese" tarifini paylasacagiz.

Resmi tarife gore, dananin karin bosluguna yakin bolgesinden elde edilen etten cekilmis yagli kiyma kullanilmalidir. Ayrica yarim kilo kiymaya 100 gram olacak kadar Pancetta eklenmelidir (Domuzun karin bolgesinden elde edilen cok yagli bir sarkuteri urunu (bacon, domuz pastirmasi). Gerek dini inanclar geregi, gerekse bu tarz urunlerin ulkemizde kolay bulunmamasi nedeniyle sizler tercih etmeyebilirsiniz. Biz de hazirladigimiz tarifte Pancetta kullanmadik. Ancak orjinal tarife sadik kalmak istiyorsaniz 500 gram kiymaya 100 gram da pancetta eklemelisiniz.

Bir noktayi daha belirtmekte fayda var. Pancetta cok yagli oldugu icin, yag oranini dusurmek adina Pancetta yerine Sosis gibi (%100 etten elde edilen sosis. Bizim alistigimiz tarzda karisim sosis degil) alternatifler Italya'da da kullaniliyor. Bu sayede yemegi daha saglikli hale getirmeye ugrasiyorlar. Sizler de kiymaya ek olarak dana jambon ya da yagli pastirma gibi alternatifler kullanarak yemeginizi cesitlendirmeyi deneyebilirsiniz. Yemege yorum katmak tamamen sizin yaraticiliginiza kalmis.

Bolonez Sos (Ragù alla Bolognese)

Sizlerle orjinal tarifi paylasacagim ancak kimi malzemeleri icin alternatif onerileri de ekleyecegim.

Gerekli Malzemeler;

500 gr. yagli dana kiyma + istege bagli olarak 100 gram Pancetta veya kendi tercihinize gore pastirma ya da jambon (biz tarifte sadece kiyma kullandik)

1 buyuk ya da 2 kucuk boy havuc

1 adet kuru sogan

1 kereviz sapi (alternatif olarak maydanoz kullanabilirsiniz. Biz nasil hemen her yemekte maydanoz kullaniyorsak, Italyanlar da kereviz sapini (sedano) kullaniyorlar)

50 gr tereyagi

3 kasik zeytinyagi

2 corba kasigi salca

250 ml (yaklasik 1 su bardagi + ceyrek su bardagi) et suyu

1 bardak kirmizi sarap (sarabin icerisindeki alkol yemek piserken ucuyor ve geriye sadece aromasi kaliyor. Eger tercih etmiyorsaniz 1 bardak daha et suyu kullanin)

1 bardak sut

1'er tatli kasigi tuz ve karabiber (bu olcu tercihe gore degisir. Miktari arttirip azaltabilirsiniz)


1. Adim;

Ilk once sogan, havuc ve kereviz sapini ince ince dogruyor ve bir kabin icerisinde karistiriyoruz.

2. Adim;

Tereyagi ve uc kasik zeytin yagini tencere icerisinde orta harli ateste isitiyor ve sebze karisimini icerisine dokuyoruz. Sebzelerimiz iyice yumusayincaya kadar yagda kavuruyoruz.











3. Adim;

Kavrulmus sebzelerin uzerine kiymayi ekliyoruz. Kiymanin rengi iyice donene kadar herhangi bir sivi eklemeden, etin kendi suyuyla kavuruyoruz. Yemegimizin aslinde en cok emek isteyen kismi burasi. Kiymalarin iyice kavrularak pismesi 25-30 dakika kadar suruyor.











4. Adim;

Iyice kavrulan kiymamizin icerisine bir bardak kirmizi sarabi ekliyoruz. Etimiz sarabi iyice cekene kadar pisirmeye devam ediyoruz. Eger sarap kullanmak istemiyorsaniz bu adimi atlayip direk besinci adimdan devam edebilirsiniz.


5. Adim;

Domates salcamizi ceyrek bardak et suyu ile karistirarak inceltiyoruz. Salcali karisimi tencereye dokuyor ve tuz ile karabiberi de ekliyoruz. Bu asamadan sonra ocagimizi en kisik hale getiriyoruz.

6. Adim;

Bu asamada, eger sarap kullandiysak kalan 1 bardak, eger kullanmadiysak 2 bardak et suyunu azar azar ekleyerek yaklasik 1,5 saat boyunca (eger iki bardak et suyu kullaniyorsaniz iki saat kadar) yemegimizi kisik ateste pisirmeye devam edecegiz. Once ceyrek bardak kadar et suyu ekleyip, suyunu cektikce seyrek bardak daha ekleyerek pisirebilirsiniz. Arada bir tencereyi karistirin ki dibi tutmasin.

7. Adim;

Tum et suyunu cektirdikten sonra son adim olarak 1 bardak sutu (ya da krema) ekliyoruz. Yemegimiz sutu icine cekene kadar pisirmeye devam ediyoruz. Sut de yemegin icerisine iyice karistiktan sonra sosumuz hazirdir.


Afiyet olsun...

Son Soz...

Tarifimizden de goreceginiz gibi malzeme acisindan oldukca zengin bir yemek pisiriyoruz. Pisirme teknigi olarak oldukca kolay olsa da yapim suresi oldukca uzun. Bu yuzden sosu musait bir zamanda pisirip kullanana kadar bir sure buzdolabinda saklayabilirsiniz (bir iki gun icerisinde kullanacaksaniz buzdolabinda, daha uzun sure saklamak icin derin dondurucuda muhafaza edebilirsiniz).

Yukaridaki tarif alti kisilik. Isterseniz tarifi malzemeleri makul olcude azaltarak kucultebilirsiniz. Ya da hazirladiginiz sosu bolerek kullanabilirsiniz.

Yazida da bahsettigimiz gibi, Italya'da Bolonez sos en cok taze makarna ile tuketiliyor. Eger bir onceki tarifimiz olan Pasta Fresca all'uovo yu yaptiysaniz mutlaka Bolonez sos ile sunmanizi tavsiye ediyorum. Ancak elbette ki hazir makarna ile de sunabilirsiniz.

Hasladiginiz makarnanin uzerine sosu dokerek de servis edebilirsiniz. Ancak ben size baska bir pisirme yontemini onermek istiyorum;

Taze makarna ile yapacaksaniz makarnayi 2 dakika haslayin. Eger hazir makarna kullanacaksaniz, hazir makarnayi paket uzerinde onerilen surden bir dakika kadar daha az haslayin. Ihtiyaciniz kadar Bolonez sosu tencereye alin. Eger buzdolabindan cikarttiysaniz biraz isitin ve hasladiginiz makarnayi ve haslama suyundan yarım kepce kadarını sosun icerisine ekleyerek birlikte 2-3 dakika kadar pisirin. Boylece makarna sosun suyunu iyice icine cekerek pismeye devam edecek ve cok daha lezzetli olacaktir. Italya'da bu makarnanin uzerine mutlaka Emilia Romagna bolgesinin Permesan (Parmeggiano) peyniri rendeleniyor ve o sekilde servis ediliyor. Tercihinize kalmis.

Sevgilerimizle,